Pinlenmiş Gönderi
GERÇEK BİR YAŞAM ÖYKÜSÜ

İlkokul beşinci sınıftaydık. İki ayrı heyecan içinde yaz tatilini bekliyorduk. Biri alacağımız diploma, ikincisi de sene sonu müsameresiydi.
O gün haftanın son günüydü. Öğretmenimiz, Feriha Hanım müsamere içeriğini hazırlamıştı, Sahneye konulacak olan “Uyuyan Güzel” piyesi için rol dağıtımı yapıyor, bunun için hepimizi tepeden tırnağa uzun, uzun süzüyordu. Başrol doğal olarak sınıfın en güzel kızı olan Armağan’a verildi. Armağan öğretmenimizin sağında, “seçilmişler” noktasına giderken sıra prens rolüne geldi. O da sınıfın en yakışıklı çocuğu olan Ali’nin payıydı. O rol de ona verildi.
Başroller tamamdı, figüranlar da seçildi ve piyesin metni okundu, herkes rolüne ait olan sayfayı alarak yerine oturdu.
Sınıfın sessizliği Ayşe arkadaşımızın hıçkırıkları ile bozuluyordu. Ayşe öğretmenimizden izin isteyerek dışarı çıktı.
Öğretmenimiz, “Ne oldu? Ayşe neden ağlıyor çocuklar. İçinizde sebebini bilen var mı? “diye sordu. Hiç kimseden tık çıkmadı. Armağanla Ali piyesin metni hakkında konuşuyor, diğer arkadaşlarda sus, pus oturuyordu. Hiç kimse Ayşe’ nine neden ağladığını bilmiyor ve susuyorlardı.